Adenit Nedir, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
- 10 December 2023
- Maltepe Hospital
- Ear Nose Throat
Lenf bezlerinin iltihabı olarak tanımlanan adenit hastalığı, çoğunlukla virüs ve bakteri nedenli enfeksiyonlar sonucunda meydana gelir. Boğaz, koltuk altı ve kasıklarda görülen hastalıkta antibiyotik tedavisi ile lenf bezlerinin küçültülmesi hedeflenir. Eğer antibiyotik tedavisi ile lenf bezleri küçülmüyorsa bu durumun farklı nedenleri olabilir. Bu nedenle gerekli testlerin yapılması son derece önemlidir. Peki adetin hastalığı nedir, belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?
Adenit Hastalığı Nedir?
Adenit hastalığı, lenf bezlerinin iltihabi şişmesi veya lenf düğümü ile ortaya çıkan bir tür sağlık sorunudur. Hastalık, vücutta farklı bölgelerdeki lenf bezlerinde oluşabilir. Fakat daha çok kasıklarda, koltuk altı veya bölgelerinde meydana gelebilir. Bunun yanı sıra vücudun farklı bölgelerinde de oluşması mümkündür. Lenf bezleri temel olarak bağışıklık sisteminin bir parçası olduğu için lenf bezlerinin iltihaplanması, bağışıklık sisteminin de bu durumdan olumsuz bir şekilde etkilenmesine neden olacaktır. Genellikle virüs ve bakteri nedenli enfeksiyonlar hastalığa neden olmakla birlikte nadir de olsa kanser nedeniyle de lenf bezlerinde şişlik meydana gelebilir.
Adenit Hastalığı Kimlerde Daha Çok Görülür?
Hastalığın daha çok çocuk ve yetişkinlerde görülmesi mümkündür. Bunun temel nedeni çocuklarda bağışıklık sisteminin yeterli derecede gelişmemesidir. Bağışıklık sisteminin kuvvetsiz olması, vücudun enfeksiyonlara karşı savunmasız kalmasına neden olur. Bunun yanı sıra zayıf bağışıklık sistemine sahip yetişkinler de hastalık noktasında risk altında bulunacaktır. ABu hastalıkta risk faktörleri son derece fazladır. Zayıf bağışıklık sisteminin yanı sıra şu unsurlar da risk faktörleri olarak değerlendirilebilir:
- Sık sık tekrarlayan enfeksiyonlara maruz kalmak
- Boyun ya da lenf düğümü bölgesindeki cerrahi işlemler ya da travmalar
- Hijyen kurallarına yeterli ölçüde uyulmaması
- Sigara kullanmak
- Daha önce hastalığı geçirmiş olmak ya da ailede hastalığın bulunuyor olması
Belirtilen hususların her biri, adenitte risk faktörü olarak bilinir. Bu risk faktörleri, hastalığın oluşmasını kesinleştirmemekle birlikte belirtilen unsurların oluşması, kişinin hastalık noktasında risk altında olmasına sebebiyet verebilir.
Adenit Çeşitleri Nelerdir?
Lenf adenit hastalığında lenf bezlerinin etkilendiği bölge ve neden olduğu iltihaplanmaya göre hastalığın türleri farklılık gösterebilir. Hastalığın vücudun farklı bölgelerinde oluşması mümkündür. Bu nedenle hastalığın teşhisi sırasında bu husus da ön planda tutulur Hastalıkta türler genel olarak aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Kasık Adeniti: Bacak ya da pelvis bölgesindeki enfeksiyonlar ile cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara bağlı olarak gelişebilir. Kasık Adenitinde kasık bölgesinde bulunan lenf bezlerinde şişlik meydana gelir.
- Boyun Adeniti: Boyun bölgesinde bulunan lenf bezlerinin iltihaplanması sonucu Boyun Adeniti meydana gelir. Boğaz enfeksiyonları, diş problemleri ve üst solunum yolu enfeksiyonlarının ana nedenler olduğu bilinir.
- Abdominal Adenit: Karın içi ya da çevresindeki enfeksiyonların neden olduğu hastalık, karın bölgesinde bulunan lenf bezlerinin iltihaplanması durumudur.
- Koltuk Altı Adeniti: Koltuk altı enfeksiyonları veya enfekte yaralar nedeniyle koltuk altında bulunan lenf bezlerinde iltihaplanma oluşabilir.
- Kronik Adenit: Kronik lenfadenit olarak da bilinen kronik adenitte lenf bezlerinde uzun süre ve tekrarlayan iltihaplanma meydana gelir. Bağışıklık sistemi bozuklukları ya da kronik enfeksiyonlar kronik adetine neden olabilir.
- Reaktif Lenfadenopati: Çoğunlukla inflamatuar ya da enfeksiyon nedeniyle ortaya çıkan Reaktif Lenfadenopatide birden fazla lenf bezi iltihaplanır.
- Mezenterik Adenit: Bağırsak iltihapları ya da bağırsak enfeksiyonlarının sebep olduğu hastalık, bağırsakların etrafında bulunan lenf bezlerinin iltihaplanması olarak tanımlanabilir.
- Mastoid Adenit: Kulak bölgesinde bulunan mastoid lenf bezlerinin iltihaplanması olup nedenleri orta kulak iltihapları ya da kulak enfeksiyonlarıdır.
- Tüberküloz Adenit: Adenit tüberküloz, boyun derisinde çoğunlukla mikrobakteriler nedeniyle oluşur.
Hastalıkta türlere göre semptomlar farklılık gösterebilir. Bu nedenle hastalık belirtileri hakkında bilgi sahibi olmak son derece önemlidir. Ayrıca tedavi yöntemleri de hastalığın türüne göre farklılaşacaktır.
Adenit Belirtileri Nelerdir?
Adenit belirtileri hangi bölgede iltihaplanma görüldüğüne ve hastalığın ciddiyetine göre değişiklik gösterebilir. Bununla birlikte sıklıkla görülen belirtiler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- İştah kaybı
- Lenf bezlerinde şişkinlik oluşması
- Şişliğin görüldüğü yerlerde kızarıklık oluşması
- Lenf bezlerinde ağrı ve hassasiyet meydana gelmesi
- Baş ağrısı
- Halsizlik
- Ateş
Hastalığın türüne göre semptomların artması ve değişiklik göstermesi mümkündür. Örneğin kasık adenitinde kasık bölgesinde ağrı ve hassasiyet meydana gelebilir. Bunun yanı sıra boğaz enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen hastalıkta yutma güçlüğü ve boğaz ağrısı görülebilir.
Adenit Tanısı Nasıl Konulur?
Hastalığın tanısının konulabilmesi için fiziksel muayene, hasta öyküsü ve gerekli olması durumunda laboratuvar testlerine ihtiyaç duyulabilir. Hastalığın tanısının konulabilmesi için izlenmesi gereken adımlar genel hatlarıyla şu şekilde sıralanabilir:
- Hasta Öyküsü: Bu aşamada doktor tarafından hastanın semptomları ve şikayetleri dinlenir. Hangi belirtilerin ne zamandan beri görüldüğü ve enfeksiyon riski taşımakta olan etkenler analiz edilir.
- Fiziksel Muayene: Bir sonraki aşama fiziksel muayenedir. Bu aşamada şişmiş lenf bezleri incelenir. Gerçekleştirilen muayene ile birlikte lenf bezlerinin nerede görüldüğü, boyutu ve hassasiyetleri kontrol edilir.
- Laboratuvar Testleri: Hastalığın tanısını koyabilmek adına laboratuvar testlerine de ihtiyaç duyulabilir. Enfeksiyon belirteçleri, kan testleri, kültür testleri gerekli olabilir. Bunun yanı sıra ultrason başta olmak üzere çeşitli görüntü testlerine ihtiyaç duyulabilir.
- İğne Biyopsisi: Lenf bezlerindeki şişliğin nedeni belli olmadığında, lenf bezinden biyopsiye gerek duyulabilir. Biyopsinin temel amacı lenf bezindeki hücrelerin detaylı bir şekilde incelenmesi ve altta yatan nedenlerin belirlenmesidir.
Belirtilen adımların her biri, hastalığın teşhis edilmesini olanaklı hâle getirir.
Adenit Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Adenit tedavisi hastanın semptomları ve hastalığın ciddiyetine göre değişiklik gösterebilir. Tedavi kapsamında genel olarak şu adımlar uygulanır:
- Şişmiş lenf bezlerinde çoğunlukla ağrı meydana gelir. Ağrıların ve diğer semptomların hafifletilebilmesi için ağrı kesici ya da anti-enflamatuar ilaçların kullanımı gerekli olabilir.
- Altta yatan nedenlerin tespit edilmesi, belirlenen nedenlere göre tedavinin uygulanmasını olanaklı hâle getirir. Altta yatan nedenin kanser olması, kansere yönelik tedavinin gerçekleştirilmesini sağlar. Bunun yanı sıra bakteriyel bir enfeksiyonun görülmesi durumunda antibiyotik kullanımı ile enfeksiyon giderilebilir.
- Dinlenme ve sağlıklı beslenme, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini sağlar.
- Büyük bir lenf bezinin apsesinin gelişmesi durumunda cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulabilir.
Belirtilen tedavi yöntemlerinin her biri, hastalığın ciddiyetine göre uygulanır.
Tedavi Edilmeyen Adenit Hastalığı Nelere Yol Açar?
Adenit hastalığı temel olarak enfeksiyon kaynaklıdır. Bu nedenle hastalığın tedavi edilmemesi durumunda enfeksiyonun lenf düğümlerinin ötesine taşınması olanaklıdır. Enfeksiyonun çevre dokulara yayılması ise beraberinde kan enfeksiyonu ve apse oluşumu gibi sorunları getirir. Bu durum, farklı komplikasyonlara sebebiyet verebildiği için hastalığın tedavisi zamanında yapılmalıdır. Hastalığın belirtilerinin ortaya çıkması durumunda uzman doktor kontrolü son derece önemlidir.
Adenit Hastalığını Önlemek Mümkün müdür?
Enfeksiyon oluşumunu önlemek, hastalığın engellenmesi açısından bir hayli önemlidir. Kişisel hijyen, enfeksiyonun oluşumunu önleyecek adımlar arasında yer alır. Ellerin sık sık sabun ve su ile yıkanması, enfeksiyonlara yönelik çeşitli aşıların yapılması; adenitin önlenmesi açısından dikkat edilecek hususlardandır. Bunun yanı sıra çiğ ve az pişmiş gıdaların tüketilmemesi de önerilir. Gıdalar iyi pişirilmeli ve tüketim bu şekilde gerçekleştirilmelidir. Öte yandan tüketilen suyun temizliğinden de emin olunmalıdır. Ayrıca herhangi bir belirtinin görülmesi durumunda doktor kontrolüne gidilmelidir.